top of page
Yazarın fotoğrafıyapaybuzeka

Mappa Mundi: Fra Mauro ve Onun Olağanüstü Haritası


"Mappa Mundi" terimi, genellikle Orta Çağ dönemine ait dünya haritalarını tanımlamak için kullanılır. Bu terim Latince'de "dünyanın haritası" anlamına gelir. Mappa Mundi'ler, o dönemin coğrafi bilgisi ve dünya görüşünü yansıtan, genellikle el yazması ve sanatsal olarak zengin detaylara sahip haritalardır. Bu haritalar, bugün bildiğimiz modern haritalardan farklı olarak, sadece coğrafi bilgileri değil, aynı zamanda dini, mitolojik ve tarihi unsurları da içerebilir.

1459'da, Venedik lagününde küçük bir adada yaşayan Camaldolese tarikatından bir rahip olan Fra Mauro tarafından yapılan Mappa Mundi, tarihi açıdan önemli bir dünya haritasıdır. 2,4m x 2,4m ölçülerinde olan bu harita, Venedik'teki Saint Mark Kütüphanesi'nin ikinci katında bulunmaktadır. İngiliz Hereford Mappa Mundi'sinden çok daha büyük olan bu harita, Fra Mauro'nun Venedik dışına hiç çıkmamasına rağmen Avrupa, Afrika ve Asya'nın şaşırtıcı derecede doğru bir şekilde tasvir edildiği bir eserdir. Haritada Amerika bulunmuyor, çünkü Kristof Kolomb'un okyanusu geçmesine 33 yıl vardı; Avustralya da yok. Ama Japonya (veya Fra Mauro'nun ifadesiyle "Cipango") batı haritasında ilk kez yer alıyor. Daha da şaşırtıcı olarak, Fra Mauro'nun döneminde henüz tam olarak keşfedilmemiş olan Afrika kıtasının çevresinin dolaşılabilir olduğu doğru bir şekilde gösterilmiştir; bu durum Portekizli denizciler tarafından 1488 yılına dek kanıtlanmamış bir gerçekti.


Bu, Fra Mauro'nun coğrafi bilgiler konusundaki ileri görüşlülüğünü ve dönemin diğer coğrafi keşiflerinden bağımsız olarak edindiği bilgilere dayanan harita yapım yeteneğini gösterir.


Hereford haritasının aksine, dini değil bilimsel temellere dayanan Fra Mauro'nun yaklaşımı, görgü tanıklarına danışılarak ve yıllarca pratik deneyimlerle doğrulama yapılarak oluşmuştur. Bu harita, coğrafi bir kayıt olmanın yanı sıra, ayrıntılı çizimler ve antik Venedik dilinde yazılmış 3.000'den fazla anekdot ve hikaye içeren altın ve mavi renkli görselleriyle etkileyici bir eserdir. 



Hristiyan inancına göre, bebek İsa'ya hürmet etmek için doğudan gelen soylu bilginler veya müneccimler, "Büyücülerin geldiği krallık" olarak bilinen Tharse'den yola çıkmışlardır. Bu krallık, o zamanlar Çin ve Moğolistan arasında bir yer olarak tasavvur ediliyordu. Bu anekdotlar, hala okunabilir ve anlaşılabilir durumda olup, Floransa'daki Galileo Enstitüsü ve Müzesi'nde bulunan interaktif bir haritada yer almaktadır.


Fra Mauro'nun çalışması, özellikle o dönemde kartoğrafyanın merkezi olan Venedik'te, ticaret açısından haritaların önemini yansıtmaktadır. Marco Polo'nun anlatıları gibi çeşitli kaynaklardan yararlanan Fra Mauro Arap kartoğrafyası ile matematikçilerin ve astronomların eserlerini kullanmıştır. Haritasının güneyi üste getiren oryantasyonu ve cennet gibi dini yerleri dışarda bırakması, coğrafya ile dinin ayrımını gösteren önemli bir özelliğidir.

  

Mappa Mundi, Kolomb'un Amerika'ya yolculuğundan sadece birkaç on yıl önce tamamlandığı için, Orta Çağ ile Rönesans arasında bir coğrafi köprü olarak kabul edilmektedir. Günümüz ziyaretçileri için, haritaların sadece pratik araçlar değil aynı zamanda güzellik ve olağanüstü hikayeler anlatma yolları olduğunu hatırlatan bir eserdir.

Kaynaklar

Comments


bottom of page